Sort by
Sort by

Sık Sorulan Sorular

Nestle, Merkezi İsviçre Vevey’de bulunan küresel bir şirkettir.

Nestlé S.A. halka açık bir şirkettir. En büyük Nestlé hissedarı şirketin toplam hisselerinin sadece %3 ‘üne sahiptir.

Dolayısıyla, Nestlé bir kişiye, bir ülkeye veya bir kuruluşa ait değildir. Nestle dünya üzerinde yer alan ülkelerin neredeyse tamamında operasyonları olan gerçek anlamda küresel bir şirkettir.

Nestlé’nin dünya üzerinde 500‘e yakın fabrikası vardır. Türkiye’de ise Bursa Karacabey ve Bursa Kestel de olmak üzere toplam 2 fabrikada üretim gerçekleşmektedir. Nestlé Türkiye’de doğrudan 3800, iş ortaklarıyla birlikte 7000 ‘in üzerinde kişiye istihdam sağlamaktadır.

Nestlé tüm dünyada coğrafi olarak 3 ana yönetim bölgesine ayrılmıştır. Bu bölgeler Avrupa , Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ,  Amerika Bölgesi ve Asya , Okyanusya ve Afrika Bölgesi. Nestlé Türkiye, Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’nde yer almaktadır. Nestlé Su, Nestlé Anne ve Bebek Beslenmesi, Nespresso, CPW ( Nestlé Kahvaltılık Gevrekler) Nestlé’nin global olarak yönetilen şirketleridir.

Bugün Türkiye‘de 12 farklı yiyecek ve içecek kategorisinde 800‘ün üzerinde yüksek standartlı ürünü türketicileriyle buluşturuyoruz. Türkiye’de satışa sunduğumuz Nestlé ürünlerinin %92 si Bursa Karacabey farikasında yerel olarak elde edilen hammaddelerle üretilmektedir. 107 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren Nestlé piyasaya sunduğu yeni ürün ve kategorilerle Türk gıda sektörüne ve ekonomisine katkıda bulunmaktadır.

Türkiye’de ürettiğimiz NESCAFE 3ü1 Arada, Nestlé çikolata ve kahvaltılık gevrek ürünleri, Ortadoğu’da ve çevre bölgelerde yer alan 40 ülkeye ihraç edilmektedir.

DSÖ Yönetmeliği Nedir?

Anne Sütü Yerine Geçen Ürünlerin Pazarlanmasıyla ilgili Uluslararası Yönetmelik Dünya Sağlık Örgütü üye devletleri için, anne sütü yerine geçen ürünlerin, biberonların ve emziklerin pazarlanmasına ilişkin hususların düzenlenmesi amacıyla tasarlanmış öneriler dizisidir ve “DSÖ Yönetmeliği” olarak anılmaktadır.

1981 yılında gelişmekte olan ülkelerde anne sütü yerine geçen ürünlerin pazarlanması ile ilgili sorunlara çözüm olabilmek adına yayınlanmıştır.

Nasıl oluşturuldu?

DSÖ Yönetmeliği, Dünya Sağlık Örgütü’nün karar alma mercii olan Dünya Sağlık Meclisi (WHA) tarafından alınan bir karar ile Mayıs 1981 tarihinde hayat geçirilmiştir. Sonrasında ise hükümetler, Birleşmiş Milletler kuruluşları, sivil topluluklar ve bebek maması üreticileri ile geniş çapta konsültasyon yapılmıştır.

Yönetmeliğin amacı nedir?

Yönetmeliğin amacı şöyle ifade ediliyor: “Bebeklerin güvenli ve yeterli beslenmesi için emzirmenin korunması ve teşvik edilmesini sağlamak. Gerekli durumlarda, besleyici tamamlayıcı gıdaların,  yeterli bilgilendirme esasına dayalı uygun pazarlama ve dağıtım esasları üzerinden doğru kullanımını gerçekleştirmek”. Şunu belirtmekte fayda bulunmaktadır ki, bebeklerin emzirilmesinin mümkün olmadığı durumlarda besleyici tamamlayıcı gıdaların hayati bir rol oynadığı yönetmelik tarafından kabul edilmektedir.

DSÖ yönetmeliği, uluslararası bir yasa mıdır?

Hayır. Bu yönetmelik, DSÖ üye devletleri için hazırlanan öneriler dizisinden oluşmaktadır.

Hükümetlerin, yönetmeliğin amacı ve ilkelerini gözeterek ilgili mevzuatları veya diğer vasıtaları yürürlüğe koyarak eylemde bulunmasını belirtmektedir.

Yönetmeliğin kabul edilmesinden sonra Nestlé pazarlama uygulamalarını ne şekilde değiştirdi?

Geçmiş tecrübelerimizden öğrenerek sorumluluğumuzun, geçmişteki ortak pazarlama standartlarının ötesine geçmesi gerektiği anlayışını benimsedik.  Uygulamalarımızı sürekli olarak geliştirmek için çalışıyoruz. Bu çabalarımız harici olarak da takdir görmektedir. Bu anlamda bir sorumlu yatırım endeksi olan FTSE4Good içerisine dâhil edilen tek besleyici tamamlayıcı gıda  üreticisiyiz.

FTSE4Good, anne sütü yerine geçen ürünlere ilişkin pazarlama uygulamalarını denetleyen tek bağımsız ve şeffaf bağımsız kuruluştur.

Nestlé DSÖ yönetmeliğini uyguluyor mu?

DSÖ, yönetmeliğin uygulanması konusunun hükümetlerin sorumluluğu altında olduğunu açıkça belirtmektedir. Nestlé olarak  DSÖ yönetmeliğini dünyanın her yerinde ulusal hükümetlerin belirlediği şekilde uyguluyoruz. Bebek ölümleri ve sağlıksız beslenme ile ilgili riskin yüksek olarak değerlendirildiği 152 ülkede, DSÖ yönetmeliği’ne, veya ulusal yönetmeliklere uygun olarak düzenlenen ve daha  sıkı kurallar içeren politakamızı uyguluyoruz. “Yüksek risk” altındaki pek çok ülke tarafından yönetmeliğin tam anlamı ile uygulanmamasından ötürü bu uygulama gereklidir. Aslında, son yayınlanan bir DSÖ yönetmeliğine göre 199 üye devlet arasından sadece 37 tanesi, 2011 yılında çıkarılan önerileri ve müteakip çözümleri yansıtan yasalar çıkarmıştır.

“Yüksek risk” altındaki ülke ne anlama gelmektedir?

Beş yaş altındaki çocuklar arasında yüksek ölüm oranına (her 1.000 içinde 10’dan fazla) veya yüksek akut sağlıksız beslenme oranına (%2’den fazla) sahip ülkeler, FTSE4Good Anne Sütü Yerine Geçen Ürünlerin Pazarlanmasıyla İlgili Kriterler kapsamında yüksek riskli olarak sınıflandırılmaktadır. Bu bilgi, UNICEF’ten alınan verilere dayanmaktadır.

Nestlé'nin politikası ve DSÖ yönetmeliği arasındaki fark nedir?

DSÖ yönetmeliği, üye devletler için hazırlanan öneriler dizisini içermektedir. DSÖ, yönetmeliğin uygulanması konusunun hükümetlerin sorumluluğu altında olduğunu açıkça belirtmektedir.

Bizim politikamız ise, bebek beslenmesiyle ilgili pazarlama ve satış personeli için hazırlamış olduğumuz detaylı uygulama talimatlarından oluşmaktadır. Yönetmeliğin her bir maddesine karşılık neyin yapılabileceğive neyin yapılamayacağı açıklanmaktadır. İlk olarak 1982 yılında hazırlanmıştır ve 1984 yılında  DSÖ, Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) ve sivil toplum kuruluşlarının da dâhil olduğu paydaşlar ile yapılan konsültasyonlar sonrasında revize edilmiştir. O günden bu yana pek çok kez revize edilmiş ve güçlendirilmiştir. Politikamız, anne sütü yerine geçen ürünlerin pazarlaması konunda  FTSE4Good Kriterileri’ne uygun hazırlanmıştır.

Nestlé'nin pazarlama uygulamaları bağımsız olarak değerlendiriliyor mu?

Evet. Değerlendirme sürecinin bir parçası olarak Bureau Veritas tarafından her yıl üç farklı ülkede politikamız ile ilgili uygulamalarımız denetlenmektedir.

Buna ilave olarak, yüksek riskli ülkelerde anne sütü yerine geçen ürünlerimizin pazarlanmasına dair uygulamalarımızın, 104 maddelik kriterlere uygunluğunun  bağımsız ve düzenli bir şekilde denetlenmesi amacı ile FTSE4 Good tarafından  PricewaterhouseCoopers (PwC) görevlendirilmiştir.

DSÖ koduna uygunluk raporu ve Bureau Veritas güvence bildirimlerine buradan ulaşabilirsiniz.

FTSE4Good, sorumlu yatırım endeksi olup,  yatırımcıların şirketlerin dünya genelinde kabul gören kurumsal sorumluluk standartlarını değerlendirilmesine yardımcı olmak için oluşturulmuştur. Besleyici tamamlayıcı gıdaların sorumlu pazarlaması hakkında önemli kriterleri içeren kendi türündeki  tek endekstir.

Sürekli değerlendirme sürecinin bir parçası olarak, yüksek riskli ülkelerde besleyici tamamlayıcı ürünlerimizin pazarlanmasına dair uygulamalarımızın, 104 maddelik kriterlere uygunluğunun  bağımsız ve düzenli bir şekilde denetlenmesi amacı ile FTSE4Good tarafından  PricewaterhouseCoopers (PwC) görevlendirilmiştir. Çevre, insan hakları ve tedarik zinciri gibi alanları kapsayan FTSE4Good Dâhil Edilme Kriterlerine ilave olarak, Besleyici tamamlayıcı gıdaların pazarlanmasına dair FTSE4Good Dâhil Edilme Kriterlerini (BMS Pazarlama Kriterleri) karşıladığımızı ispat etmemizin ardından Mart 2011 tarihinde FTSE4Good endeksine dâhil edildik. Şu ana kadar endekse dâhil edilen ilk ve tek besleyici tamamlayıcı gıda üreticisi konumundayız. FTSE4Good, besleyici tamamlayıcı gıdalara ilişkin pazarlama uygulamalarını denetleyen tek bağımsız ve şeffaf kuruluştur. Sadece standartların iyileştirilmesi için değil, aynı zamanda sektörün gelişimi için önemli bir platform olarak da hizmet vermektedir.

Nestlé’den 'Tigers/Kaplanlar' filmini izleyen var mı?

Evet.

Bu film, sizin Pakistan’daki bebek maması ile ilgili pazarlama faaliyetlerinizi mi esas alıyor?

1990lı yıllarda geçen olayları içeren film, faaliyetlerimiz ile ilgili gerçekleri ciddi şekilde çarpıtmaktadır.

1999 yılında yayınlanan “Milking the Profits” isimli raporda yer alan tartışmalı iddiaları esas alıyorlar. Bu rapordaki iddialar ve filmde anlatılan olaylar, dünyanın her yerinde taahhüt etmiş olduğumuz besleyici tamamlayıcı gıdaların sorumlu pazarlanması konusundaki politikalarımız ve uygulamalarımızla hiçbir şekilde örtüşmemektedir.

O dönemde biz, 2002 yılında kanun ülkenin hükümeti tarafından kabul edilmeden çok önce, Nestlé politikası gereği Paskistan'da Dünya Sağlık Örgütü DSÖ (WHO) Yönetmeliği’ni gönüllü olarak uygulamaya başlamıştık. Ocak – Aralık 1999 dönemini kapsayacak şekilde Pakistan’daki faaliyetlerimizin bağımsız bir kuruluş tarafından denetlenmesi sonunda DSÖ Yönetmeliği’nin faaliyetlerimizin ve kültürümüzün her bir seviyesine işlenmiş olduğu tespit edildi.

Besleyici Tamamlayıcı Gıdaların sorumlu pazarlanması söz konusu olduğunda, en sağlıklı sistemleri uygulamakta olduğumuz bağımsız bir şekilde tespit edilmiştir. Anne sütünün bebekler için en iyi besin kaynağı olduğuna içtenlikle inanıyor ve dünya genelinde anne sütünün yaygınlaştırılmasına aktif olarak destek veriyoruz.

Peki, başroldeki karakter için eski bir Nestlé çalışanı mı esas alınmış?

Bu filmi izleyen insanların başroldeki karakter için 1990lı yıllarda Pakistan’da Nestlé için çalışmış eski bir çalışanın esas alındığını iddia ettiklerinin farkındayız. Söz konusu çalışan, 1997 yılında kendi isteği ile şirketten ayrılmıştır. Çalıştığı süre boyunca kendisi tarafından, Pakistan’daki bebek maması formüllerimizin pazarlanması ile ilgili uygulamalarımız hakkında herhangi bir sorun tarafımıza bildirilmemiştir. Ancak aldığı son ödeme ile ilgili uzun süren anlaşmazlık sonrasında bu iddialarda bulunmaya başlamıştır. İnsanları, bebek maması ürünlerinin pazarlanmasına dair uygulamalarımız hakkındaki endişelerini bize bildirmeleri konusunda teşvik ediyoruz. Buna çalışanlarımız, dışarıdaki kurumlar ve kamuoyu da dahildir. Sorunları derinlemesine inceliyor ve uygunsuz durumlara anında müdahale ediyoruz.

O dönemde bu iddiaları araştırdınız mı?

Evet, bu iddiaların tamamını derinlemesine araştırdık ve gerçeklerin ciddi şekilde çarptırılmasından başka bir şey olmadıklarını gösterecek somut kanıtlar topladık.

Filmin prodüktörlerine karşı hukuki bir işlem başlatacak mısınız?

Hayır. Bunun yerine, ilgilenen bütün paydaşlar ile Besleyici Tamamlayıcı gıdaların sorumlu pazarlamasına ilişkin politikamız ve uygulamalarımız hakkındaki gerçekleri açık bir şekilde tartışmaya devam edeceğiz. Besleyici Tamamlayıcı Gıdaların pazarlanmasına ait faaliyetler hakkında şeffaf raporlar sunmak konusunda taahüttümüz var ve bu bilgileri de web sitemiz üzerinden kamuya açık duyuruyoruz.

Nestlé, Brezilya'nın kahve çiftliklerinden bazılarındaki zorla ve olumsuz koşullarda çalıştırma iddialarını araştırmak için ne yapıyor?

Temmuz 2015'te, Brezilya Çalışma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen rutin bir denetimde, tedarikçilerimize satış yapan iki çiftlikte yasa dışı çalışma uygulamaları tespit edildi. Nestlé olarak yürütttüğümüz denetimlerde herhangi bir ihlale yönelik kanıt bulunmamış olmasına rağmen, iddialarla ilgili bilgi alır almaz, önlem amacıyla bu iki çiftliği, incelemeler sonuçlanıncaya kadar tedarik programımızdan çıkardık.

Nestlé, ürünlerinin devlet tarafından zorla veya olumsuz koşullarda çalıştırma uygulamalarını tespit etmiş olduğu çiftliklerde üretilmiş kahveleri içermediğini nasıl garanti ediyor?

Nestlé'nin köleliğe karşı sıfır toleransı vardır. Bu yasadışıdır ve tüm değerlerimize aykırıdır. Tüm tedarik ortaklarımızın yalnızca resmi düzenlemelere değil, aynı zamanda müzakere edilemeyecek Tedarikçi Kuralları ve Nestlé İş İlkelerine de uyması gerekir. Tedarikçilerimiz bunlar üzerinden yürüttükleri tüm iş faaliyetlerinde tüm insan haklarına saygı göstermek zorundadır. Tedarikçilerimizi, Tedarikçi Kuralları veya Nestlé İş İlkelerini ihlal edebilecek her türlü şüpheli durumu ilgili Nestlé irtibat görevlisine bildirmeleri veya bu ihlalleri websitemizden bize bildirmeleri konusunda teşvik ediyoruz.

Nestlé'ye ürün tedarik eden kahve çiftliklerinde yasaların çiğnenmesi veya insan hakları ihlallerinin meydana gelmesi durumunda Nestlé ne yapacak?

İç kodlarımız ihlal edildiğinde veya tedarikçilerimiz herhangi bir ihlale hızlıca müdehale etmediklerinde, bu tedarikçilerimizi tedarik zincirimizden çıkarmak ve onlarla olan sözleşmelerimizi feshetmek de dahil olmak üzere çeşitli önlemler alırız. Ayrıca tedarikçilerimiz düzenli olarak devletin kara listesini inceler ve burada yer alan üreticileri kendi tedarik zincirlerinden çıkarırlar.

Nestlé Boykotu Neden Başlatıldı?

1970'lerde emzirme oranındaki düşüş, gelişmekte olan ülkelerde Nestlé dahil olmak üzere bebek maması üreticilerinin pazarlama uygulamaları ile ilgili kaygıların oluşmasına yol açtı. Bunun sonucunda Amerika Birleşik Devletlerinde 1977'de Bebek Maması Eylem Koalisyonu (Infant Formula Action Coalition) ürünlerimize karşı bir boykot başlattı. Boykot 1984'de sona erdi.

ABD'deki boykot neden sonlandı?

1981'de Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bebek mamaları, biberonlar ve emziklerin pazarlamasını düzenlemek üzere üye ülkelere bir dizi öneri sundu. Bu öneriler ‘WHO Kuralları’ olarak bilinmektedir. Gelişmekte olan çoğu ülke Kurallar'ı tam olarak uygulamadı. Böylece 1982'de, gelişmekte olan ülkelerde bebek mamasının pazarlanmasını düzenlemek amacıyla WHO Kuralları'ndan feyz alan kendi politikamızı ortaya koyan ilk üretici olduk. Bu politikayı, WHO, Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) ve sivil toplum örgütleri dahil olmak üzere paydaşlara danışarak 1984'te geliştirdik. Bunun sonucunda şirketimize karşı ABD'de başlatılan boykot sona erdi.

Bu planın bir parçası olarak 2015 yılına kadar Fildişi Sahilleri'nde toplamda 40 okul inşa etmeyi taahhüt ettik. Kakao Planı ile ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Sürekli olarak uygulamalarımızı iyileştiriyoruz ve uygulama konusundaki deneyimimiz ile birlikte WHO’nun önerilerindeki gelişmeler doğrultusunda politikamızı uygulamaya başladığımızdan beri bir çok kez gözden geçirip yeniledik.

Bugün hala boykot etkinlikleri mevcut mu?

Evet. Dünyanın her yerinde ulusal hükümetler tarafından uygulanan WHO Kuralları'nı izlememize rağmen 1988'de İngiltere'de bir grup organizasyon bize karşı bir boykot başlattı ve bugüne kadar devam ediyor. Sorumlu yatırım endeksi FTSE4Good 2011'de dahil edilmemizin ardından United Reformed Churches boykot için desteğini çekti. İngiltere Kilisesi Genel Meclisi, Kraliyet Ebe Akademisi ile Metodist Etik Yatırım Komitesi dahil olmak üzere çok sayıda paydaş bu boykota olan desteğini geri çekti. FTSE4Good ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Bir kaygımı dile getirmek istersem ne yapmalıyım?

Bebek maması ürünlerinin pazarlama uygulamaları ile ilgili herhangi bir kaygınız varsa bize iletebilirsiniz, bu şekilde biz de uygulamalarımızı iyileştirmeye devam edebiliriz.

İşimizin gerektirdiği tüm faaliyetlerimizde insan haklarına saygılı olmak Kurumsal İş İlkelerimiz'den biridir. İş ve İnsan Hakları hakkındaki yeni Birleşmiş Milletler İlkeleri'ni tamamen desteklemekteyiz; bununla beraber kurumsal seviyede ve pazar seviyesinde insan haklarına saygılı olarak nasıl iş yapıldığına dair en iyi uygulama örneği olmayı hedefliyoruz.

İnsan Hakları bölümünde daha fazlasını okuyabilirsiniz.

Sorularınız için bize ulaşın.

Nestlé Yönetim Kurulu Başkanı Peter Brabeck-Letmathe suyun bir insan hakkı olduğuna inanıyor mu?

Evet. Peter Brabeck-Letmathe suyun bir insan hakkı olduğuna ve herkesin, dünyanın her yerinde, temiz, güvenli içme ve temizlik suyuna sahip olma hakkı olduğuna inanmaktadır.

Peki, kendisi suyun 'bedava' olmadığını söylerken neyi kastediyor?

Sayın Brabeck Birleşmiş Milletler'in 'gezegende yedi milyar kişiye yetecek kadar tatlı su bulunduğu, ancak bunun eşitsiz bir şekilde dağıldığı ve çok büyük bir miktarının boşa gittiği, kirlendiği ve sürdürülemez bir şekilde yönetildiği' görüşünü desteklemektedir.

BM Su Raporuna göre su kıtlığı şimdiden tüm kıtaları etkilemektedir. Yaklaşık 1,2 milyar insan, yani dünya nüfusunun neredeyse beşte biri, fiziksel su kıtlığı yaşanan bölgelerde yaşamakta ve 500 milyon insan da bu duruma yaklaşmaktadır.

Sayın Brabeck daima, dünyanın neresinde olurlarsa olsun herkesin içme ve temizlik ihtiyaçları için gerekli suya ücretsiz erişime sahip olması gerektiğini savunmuştur.

Bununla birlikte kendisi, dünyada iki milyarı aşkın insan basit bir tuvaletten bile mahrumken ve bir milyardan fazla insan da herhangi bir ıslah edilmiş içme suyu kaynağına sahip değilken, dünyanın diğer bölgelerindeki insanların bu değerli ve giderek azalan kaynaktan önemsiz amaçlarla, altyapısına yönelik herhangi bir maliyet üstlenmeden, aşırı miktarlarda tüketmesinin adil olduğuna inanmamaktadır.

Sadece insanlar kendisini internette eleştirdiğinden dolayı geri adım atmış olmuyor mu?

Hayır. Sayın Brabeck, yıllardır sektörde su kıtlığına dikkat çekme çalışmalarının ön saflarında yer almıştır.

Konu hakkındaki görüşlerini çok sayıda röportaj, açık oturum ve televizyon programında açık bir şekilde ortaya koymuştur, örneğin:

Sayın Brabeck, su kıtlığını ele alacak pratik çözümler arayan işletmeler, devlet ve sivil toplum kuruluşları arasındaki yenilikçi işbirliği çalışması 2030 Su Kaynakları Grubu'na başkanlık etmektedir.

Kendisi aynı zamanda, su kıtlığına olası çözümleri araştıran ve paydaşları diyalog ve işbirliğine teşvik eden, etki sahibi kamu-özel sektör ortaklığı Dünya Ekonomi Forumu Su Girişimi'nin de lideridir.

2012 yılından bu yana, kendisi dünya üzerinde su bulunurluğu konusu üzerinde müzakereleri teşvik etmeyi amaçlayan bir su bloğunu yönetmektedir. En geç 2025 yılına kadar güvenli içme suyuna dünya çapında erişimin savunulması gibi su kıtlığı ve su erişimi konularını kamu politikası gündemine getirmeye yönelik faaliyetleri hakkında düzenli olarak yazmaktadır.

O halde niye bazı örgütler Nestlé'ye karşı bir imza kampanyası başlatmış durumda?

İnsanlar, Sayın Brabeck'in 2005 yılında vermiş olduğu, tüm su kaynaklarının özelleştirilmesi gerektiğini düşüncesini ifade ettiği bir röportajın videosundan bahsediyorlar. Bu kesinlikle doğru değil.

Kendisi bireyler, endüstri, tarım ve hükümetler tarafından daha verimli su yönetimini savunmaktadır ve her zaman da savunmuştur.

 

Nestlé'nin insanın su hakkını nasıl desteklediği hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz.

Su ile ilgili politikalarımız ve çalışmalarımızı buradan okuyabilirsiniz.

Fildişi Sahilleri'ndeki kakao tedarik zincirinizde çocuk işçi var mı?

Fildişi Sahilleri'nden kakao tedarik eden hiçbir şirket, tedarik zincirlerinde yer alan küçük tarlalarda çocuk işçi çalıştırılması ile ilgili riski tamamen ortadan kaldırdıklarını garanti edemez. Nestlé'nin de durumu farksızdır, ancak bu sorunun üstesinden gelmeye kararlıyız.

Çocuk işçilerin çalıştırılması kesinlikle kabul edilemez ve savunduğumuz tüm ilkelere aykırıdır. Kakao tedarik zincirinden bu sorunu gidermek için kendimize bir hedef belirledik ve bununla ilgili bir eylem planı hazırladık.

Fildişi Sahilleri'nde rapor edilen çocuk ticareti ve kölelik gibi daha önemli sorunlar ile ilgili önlem aldınız mı?

İnsan ticareti veya köleliğe karşı sıfır tolerans göstermekteyiz. Bu, yasadışıdır. Bununla ilgili herhangi bir delile rastladığımızda polise ve ilgili otoritelere derhal rapor edeceğiz.

Yardım eli

Fildişi Sahilleri'nin 81 bölümünden birinde, Lakota'da yer alan Goboué'de bir öğretmen yeni bir okulda ders işliyor. Bu okul Nestlé ve Kakao Planı ortakları ile birlikte 2013 yılında inşa edildi.

"Çocuk işçilik" tam olarak nedir?

Çocuk işçilik, çocukların sağlık ve kişisel gelişimlerini kötü yönde etkileyen ve eğitimlerini engelleyen veya durduran çalışma şeklidir. Çok genç oldukları veya tehlikeli ve kendilerine uygun olmadığı için çocuklar tarafından yapılmaması gereken işlerdir.

Bu, çocukların ailelerinin çiftliklerinde hafif ve tehlikeli olmayan işlerde çalışamayacakları anlamına gelmez, bunun koşulları ise çocukların zihin ve fiziksel gelişimine zarar vermeyecek, günlük çalışma saatlerini aşmayacak ve eğitim erişimlerini engellemeyecek olmasıdır.

Çocuk işçilik neden var?

Çocuk işçiliği genellikle yoksulluk, eğitime erişimin sağlanamaması ve çocukların kakao çiftliklerinde çalışmalarının tehlikeleri hakkında toplum farkındalığının olmamasının sonucudur.

Çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması için gerçekçi bir strateji sadece kakao yetiştiren toplulukların yaşam standartlarının iyileştirilmesine bağlı değildir, aynı zamanda davranışların ve algıların değiştirilmesi için tedarik zincirinde yer alan insanlarla ve eğitime erişimin iyileştirilmesi için yerel ve ulusal otoritelerle çalışmayı gerektirir.

Fildişi Sahilleri'ndeki çocuk işçiliğine karşı ne gibi önlemler aldınız?

Çocuk işçiliğini engellemek bizim için birincil önceliktir. 2012 yılında çocuk işçiler ile ilgili farkındalığı artırmak ve risk altındaki çocukları tanımlamak üzere iki kakao kooperatifindepilot izleme ve düzeltme sistemi başlattık.

Sistemi 2013 yılında altı kooperatifi daha kapsayacak şekilde genişlettik. Bildiğimiz kadarıyla bu tür bir sistemi kuran ilk kakao alıcısıyız. Bu sistem bize çiftçilerin yaşam ve çalışma koşulları ile ilgili eşsiz bilgiler sağlamaya başladı ve bireylere doğrudan yardım edebilmek ve gerçek anlamda ilerleme kaydetmek için bir fırsat sundu.

Söz konusu sistem Adil İş Gücü Derneği'nin (FLA) önerilerine yanıt olarak oluşturduğumuz eylem planımızın bir parçasıdır. FLA, tedarik zincirleri içinde çalışma koşullarını iyileştirmek adına önemli şirketlerle birlikte çalışan kâr amacı gütmeyen bir organizasyondur. Bu organizasyonu ilk olarak 2012'de çocuk işçiliği sorunu dahil olmak üzere genel olarak çalışma koşullarının değerlendirilmesine yardımcı olmaları için Fildişi Sahilleri'ndeki kakao tedarik zincirimizi incelemeleri için davet ettik. FLA ile devam eden işbirliğimiz ile ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

İzleme ve iyileştirme sistemi nasıl işliyor?

Şu ana kadar eylem planımızın bir parçası olarak sekiz kakao kooperatifine izleme ve iyileştirme temsilcileri ve bu kooperatiflere kakao satan her topluluğa bir iletişim koordinatörleri atadık.

Topluluk iletişim koordinatörleri ile çocuk işçiliği temsilcileri çocuk işçiliği konusunda farkındalık yaratmak, risk altındaki çocukların tanımlanması ve bulgularını bize ve tedarikçilerimize rapor etmek için eğitildiler.

Sistem, her kakao topluluğundaki çocuk işçiliğinin temel nedenlerini ve bunları ortadan kaldırmaya başlamak için gerekli müdahaleleri tanımlamamıza yardımcı oluyor.

"İyileştirme" nedir?

İyileştirme, bir çocuğun veya bir grup çocuğun risk altında olduğu belirlendiğinde ortaklarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz müdahale çalışmalarını tanımlamaktadır. Bu, bazı durumlarda çocuğun okula gönderilmesini sağlamak için doğum belgesinin bir kopyasını almak üzere ailelere yardımcı olmak veya okul gereçleri sağlamak gibi basit bir müdahale olabiliyor.

Örneğin yeni okulların inşa edilmesi veya ek öğretmen istihdam edilmesi gibi bazı durumlarda ise daha yoğun kaynak sağlanmasını gerektiren müdahaleler gereklidir. Bu nedenle, çocuk işçiliğinin nedenlerini toplum seviyesinde gidermek için yerel otoritelerle ve sivil toplum örgütleriyle doğrudan iletişime geçmek ve işbirliği yapmak önem taşımaktadır.

Fildişi Sahilleri'nde "kakao topluluklarının" geçimini iyileştirmek için neler yapıyorsunuz?

FLA ile gerçekleştirdiğimiz çalışmalar 2009 yılında hayata geçirdiğimiz Nestlé Kakao Planı üzerine inşa edilmektedir. Bu, kakao çiftçilerinin gelirlerini artırmak, tarımsal uygulama yöntemlerini iyileştirmek ve çocuk işçi çalıştırma sorunu konusundaki bilgilerini artırarak çocuk işçiliği sorununun temel nedenlerini ortadan kaldırmak üzere yaptığımız bütünsel bir çalışmadır.

Bu planın bir parçası olarak 2015 yılına kadar Fildişi Sahilleri'nde toplamda 40 okul inşa etmeyi taahhüt ettik. Kakao Planı ile ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Çocuk işçilik sorunu kakao tedarik zincirinizden ne kadar sürede çıkarılabilir?

Ne yazık ki değişim bir gecede gerçekleşmeyecektir. Temsilci olarak çalışmak üzere yerel topluluklardaki doğru kişileri bulmak ve eğitmek zaman almaktadır ve bu süreci en doğru şekilde yürüttüğümüzden emin olmak istiyoruz.

Sorumlu ve şeffaf şekilde hareket etmeyi taahhüt ediyoruz. Bir fark yarattığımıza dair kanıt elde ettiğimizde bu bölgelerde çalışmalarımızın boyutunu genişletmeye yöneleceğiz. Endüstri içinde standartların iyileştirilmesi için devlet ve ortaklarımızla çalışmaya devam edeceğiz. Doğru yapıları kurduğumuz için doğru yönde ilerlerdiğimize inanıyoruz.

Ürünlerimizde çocuk işgücünü ortadan kaldırma taahhüdümüzü buradan okuyabilirsiniz.

Ürünlerimizin kalitesi tüm dünyada aynı olmakla birlikte,ürünlerin yapısı, reçetesi, ambalajı, markası ve lezzeti yerel ihtiyaçlara göre farklılık göstermektedir. Nestlé faaliyet gösterdiği her ülkenin yerel alışkanlıklarına , damak zevkine, kültürel ve dini geçmişine ve o ülkedeki tüketicilerin alım gücüne uygun yerel ürünler geliştirmektedir.

Türkiye’de 12 farklı gıda ketegorisinde ürün sunuyoruz. Nestlé’nin portföyünde bulunan ürünlere ilişkin bilgileri “Markalarımız” sayfamızda bulabilirsiniz.

Nestle tüm dünyada tüketicilerinin tercih ve ihtiyaçlarına göre ürün kriterlerini belirlemektedir. Nestle, nüfusunun çoğunluğu müslüman olan ülkelerde ürünlerinin içeriklerinde kullanılan tüm hammaddelerin Helal gerekliliklerine uygunluğu kontrol edilerek Helal üretim koşulları sağlanarak ürün üretmektedir. Nestlé dünyanın en büyük helal gıda üreticisidir. Nestlé’nin helal ürünleri aralarında Malezya, Endonezya, Türkiye ve Ortadoğu ülkelerinin de olduğu 44 Müslüman ülkede pazara sunulmaktadır. Nestlé hem yaptığı fabrika yatırımı hem de yarattığı istihdam ile bu ülkelerin sosyal ve ekonomik refahına katkıda bulunmaktadır. Nestlé dini, siyasi ve kültürel farklılıkları gözetmeden dünya genelindeki tüketicilerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere faaliyet göstermektedir.

Hayır. Kahve, çay, kahvaltılık gevrek ve çikolata gibi geleneksel yiyecek ve içecek ürünlerimizin geliştirilmesinde hayvan testi kullanılmamaktadır.

Tüketicilerimiz için kalite ve güvenliği sağlamak, Nestle’nin en önemli önceliğidir. Bu durum, yiyecek ve içecek ürünlerimiz, tüm sistemlerimiz ve hizmetlerimiz için tüm dünyada geçerlidir.

Her bir ürünümüzün kaliteli ve güvenilir olmasını sağlamak için uyguladığımız bir Kalite Yönetim Sistemi bulunmaktadır. Bu sistemi Gıda güvenilirliği ve kalite standartlarına uyum konusunda tüm dünyada uygulamaktayız. İç Kalite Yönetim sistemimiz, bağımsız sertifikasyon kurumları tarafından denetlenmekte ve iç standartlara, ISO kurallarına, yasalara ve yasal düzenlemelere uygunluğu onaylanmaktadır.

Tüm ürünlerimizin ambalajı üzerinde Nestlé Nutritional Compass® (Beslenme Pusulası) bulunmaktadır.

Bu pusulada 4 başlık altında bilgilere ulaşmak mümkündür.

Enerji ve Besin Öğeleri Tablosu: Ürünlerimizde 1 porsiyonun enerji ve besin ögelerini sizlerle paylaşıyor, daha sıklıkla bilgi edinmek isteyebileceğiniz değerleri tablo üzerinde vurguluyoruz.

Porsiyon için belirtiğimiz değerler ile günlük seçimlerinize şekil verebilir ve dengeli beslenme düzenine bir adım daha yaklaşabilirsiniz.

Ayrıca 100 gram/100 mililitre için enerji ve besin ögesi değerlerini paylaşarak ürünlerimizi satın alırken kıyaslama imkanını sizlere sunuyoruz.

Bilmenizde fayda var: Porsiyon ölçüleri, ürünün içeriğine ilişkin açıklama, kullanılan malzemelerin doğallığı ve kalitesi ile ilgili merak edilenleri sizlerle paylaşıyoruz.

Hatırlamanızda fayda var: Sağlıklı alışkanlıklar, besleyici menü örnekleri, ipuçları, sağlıklı pişirme önerileri, iyi yaşam bilgileri bulabileceğiniz bu kısımda Nestlé’nin deneyimini ve bilimsel verilerin pratik uygulamalarını sizlere aktarıyoruz.

Bize danışın: Sizlerin soruları bizim için değerli.

Ürünlerimizin hemen hemen tamamının etiketinde, yerel mevzuatlara uygun şekilde besin öğelerinin günlük karşılama miktarlarını belirtiyoruz. 2016’nın sonuna kadar bu bilgileri tüm ürün etiketlerine ekleyeceğiz.

Mümkün olan her yerde tek malzemeli ambalajlama yapılmaktadır: karton kutu (tahıl gevrekleri için), cam (Nescafé kavanozları için), alüminyum ya da çelik (konserve kutular için) ve PET (polietilen tereftalat). Tüm bu malzemeler geri dönüşümlüdür.

Nestlé ayrıca yerel yönetimler ve diğer ilgililer ile ambalaj geri dönüşüm programlarının geliştirilmesini teşvik ediyoruz. Uygun olan her fırsatta kağıt, karton kutu, PET, cam ya da teneke kullanıyoruz.

Yiyecek ve içeceklerimize eklediğimiz şekeri azaltmak için 2020 taahhüdümüzü genişletme sözünü yerine getirdik.

2017'den bu yana, şekeri %5,1 oranında azalttık.

2000 ila 2013 yılları arasında, özellikle çocukların yediği yiyeceklere ağırlık vererek, ürünlerimizdeki sofra şekeri miktarını %32 oranında azalttık.

2014 yılında, beslenme kriterlerimizi karşılamayan ürünlerde şekerin 2016 yılına kadar %10 daha azaltılması taahhüdünde bulunmuştuk (pdf, 882Kb). 2016 yılı sonu itibarıyla bu ürünlerdeki şeker miktarını 39.000 ton (ortalama %8) azalttık.

Beslenme kriterlerimizi Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer üst düzey uluslararası ve ulusal otoritelerin bilimsel ve halk sağlığı tavsiyelerine dayandırıyoruz.

Toplam portföyümüzün yüzde yedisi (daha şımartıcı bazı ürünler dahil), rakip ürünlerden daha sağlıklı olsalar bile şu anda şekerle ilgili sıkı kriterlerimizi karşılamamaktadır.

Yiyecek ve içeceklerimizdeki şekeri olabildiğince hızlı şekilde azaltmaya devam edeceğiz. Bazı insanlar yeterince hızlı

hareket etmediğimizi iddia ediyor, ancak süreci de doğru şekilde yönetmemiz gerekiyor. Çünkü, yiyecekler hem besleyici hem lezzetli olmalı.

Ürünlerimizdeki şekeri azaltmaya odaklanırken, meyve, sebze veya süt ürünlerinde doğal olarak bulunan şeker ile, adından da anlaşılacağı üzere, tatlılığı artırmak için eklenebilen ilave sofra şekeri arasında ayrım yapmak önemli. Biz ikincisini azaltmaya odaklanıyoruz.

Ürünlerimizdeki şekeri nasıl azalttığımız hakkında daha fazla bilgi edinin: Nestlé Şeker Politikası (pdf, 2 Mb).

Bu konudaki iş politikamızı buradan okuyabilirsiniz.

Nestlé, 2005 yılından beri ürünlerindeki tuz miktarını azaltma politikası uygulamaktadır. 2005 ve 2011 yılları arasında reçetelerimizde kullanılan tuz miktarı 12.500 ton oranında azaltılmıştır. Hedefimiz beslenmedeki tuz alımına en çok katkıda bulunan ürünlere odaklanarak 2012 ve 2015 yılları arasında bu ürünlerdeki sodyum miktarını ortalama %10 azaltmaktır. Bu karar, tüketicilerin ulusal ve uluslararası resmî öneriler doğrultusunda tuz alımlarını azaltmalarına yardımcı olmak için alınmıştır.

Daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Bu konudaki iş politikamızı buradan okuyabilirsiniz.

Nestlé, tüm gıda ürünlerindeki doymuş yağ oranlarını zorunlu izleme politikasına sahiptir. Doymuş yağ değerlerinin şu anki düzeyi geçmemesi ve gereken/uygulanabilen ürünlerde azaltılması için 2009 yılından beri çalışmalarını sürdürmektedir.

Bu konudaki iş politikamızı buradan okuyabilirsiniz.

Obezite, sosyal, ekonomik ve çevresel birçok etmenin katkısıyla oluşan önemli bir sorundur. Böyle bir halk sağlığı sorununu etkili bir şekilde çözmek için, multi-sektörel bir uygulamanın gerekli olduğuna ve bunu gerçekleştirmekte endüstrinin rolünün çok önemli boyutta olduğuna inanıyoruz.

Nestlé olarak ürünlerimizdeki yağ, tuz ve şeker oranlarını azaltmayı ilke edinen ilk şirketiz, ve sürekli olarak hem daha lezzetli hem de daha besleyici ürünler geliştirmeye devam ediyoruz.

Anlaşılır ve bilgi açısından, etiketlerimizi zenginleştirmek ve çocuklara yönelik pazarlama faaliyetlerimizi kısıtlamak için çalışıyoruz. Eğitim programları ve iletişim yoluyla sağlıklı yaşam tarzının uygulanmasına teşvik ediyoruz. Politikamızın parçası olarak, tüm dünyadaki obezite oranlarının düşürülmesi için ulusal ve uluslararası sağlık kuruluşlarıyla yakın işbirliği içerisinde çalışıyoruz.

Nestlé ayrıca dünya üzerinde 70 farklı ülkede ; çocukların beslenmenin ve fiziksel aktivitenin sağlıklı bir yaşam için gerekli olduğunu anlamalarını sağlama amacı güden “Nestlé Küresel Sağlıklı Çocuklar (Healthy Kids)” programını uyguluyor. Üniversite, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarıyla iş birliği içinde yürütülen bu programlarla tüm dünyada 10 milyondan fazla çocuğa ulaşılıyor. Türkiye’de bu program “ Beslenebilirim” adı altında Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile 3. sınıf öğrencilerine ulaşıyor. Beslenebilirim Projesiyle ilgili daha fazla bilgiye proje sitemizden ulaşabilirsiniz.

Breastfeeding is best1 / 9

Anne sütü en iyisidir.

Anne sütünün yenidoğanlar ve bebekler için en ideal besin olduğuna inanıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisine uygun olarak ilk altı ay yalnızca anne sütü ile beslenmeyi ve 6 aydan sonra besleyici ve tamamlayıcı besinlerle birlikte emzirmenin 2 yaş ve daha sonrasına kadar devam etmesini destekliyoruz. Daha fazla bilgi için tıklayınız.

The first 1,000 days2 / 9

İlk 1.000 gün: Hayati fırsat penceresi

Çocukların sağlıklı büyümesi ve tam potansiyeline ulaşabilmesi için doğumdan ikinci yaş günlerine kadar geçen ilk 1.000 gün boyunca iyi beslenmeleri büyük önem taşımaktadır. Bilimsel araştırmalarımız, yüksek kaliteli ürünlerimiz, eğitim programlarımız ve sağlık çalışanları için sağladığımız hizmetler ile bu kritik sürede annelerin ve çocukların sağlıklarına ve beslenmelerine katkıda bulunuyoruz. Bu konuda daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Nutritious complementary foods3 / 9

Besleyici tamamlayıcı gıdalar çocuğunuz için önemlidir

Altı aydan itibaren bebeklerin artan ihtiyaçlarını karşılamak üzere besleyici tamamlayıcı gıdaların sunulması önemlidir. Dünyanın bazı bölgelerinde çocukların beslenme düzenleri önemli besin maddelerini içerme konusunda zayıftır. Mikro besin güçlendirmesi konusundaki uzmanlığımızı kullanarak, çocukların beslenme düzenine besleyici bir katkı sağlamak üzere uygun fiyatlı güçlendirilmiş kaşık mamaları geliştirdik.

Supporting health professionals4 / 9

Sağlık Çalışanlarına Destek Olmak

Bebekler ve küçük çocuklar ile ilgili olarak ebeveynlere objektif beslenme önerileri sağladıkları için sağlık çalışanlarını destekliyoruz. Bağımsız Nestlé Gıda Enstitüsü (Nestlé Nutrition Insitute) bilimsel çalıştaylar ve sürekli profesyonel eğitimler sağlamaktadır. Bu enstütü, beslenme bilgisi konusunda dünyanın en büyük özel yayımcısı olarak anneler, bebekler ve küçük çocuklar için emzirme ve beslenme ile ilgili en güncel bulguları sağlayan kaynak olarak geniş çevrelerce kabul görmektedir. Bu konuda daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Responsible marketing5 / 9

Bebek mamaları için sorumlu reklam

Deneyimlerimizden çok şey öğrendik ve geçmişte uygulanan genel pazarlama standartlarının ötesine geçmeyi sorumluluk olarak kabul ediyoruz. Her gün, çocuklar için optimum beslenme sağlamak için uygulamalarımızı ve politikalarımızı daha iyiye taşımak üzere çalışıyoruz. Bu konuda daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Stringent policy and procedures6 / 9

Katı politika ve prosedürler

Bebek maması ürünlerini sorumlu bir şekilde pazarlamak için endüstri’de yer alan en sıkı politikalara ve prosedürlere sahibiz. Bunlara, bebek maması ürünlerinin pazarlaması konusunda uyguladığımız küresel politika, bebek beslenmesi bölümünde çalışan tüm çalışanlarımızın eğitilmesi, uygulamalarımızın düzenli olarak iç ve dış denetime tabi tutulması ile raporlama süreçlerinin uygulanması dahildir. Kendimizi, bu alanda sürekli olarak uygulamalarımızı iyileştirmeye adadık. Dağıtıcılarımız ve perakendecilerimizin ürünlerimizi sorumlu bir şekilde ve politikalarımız doğrultusunda pazarlamasına yardımcı olmak için çok sıkı bir çalışma içerisindeyiz. Bu konuda daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Taahhütlerimizle uygun olmayan olası bir durum konusunda kaygınız mı var? Lütfen bizimle iletişime geçin. Bize yöneltilen tüm iddiaları ciddiye alarak soruşturduğumuzu bilmenizi isteriz.

Tell us if you have concerns7 / 9

Uygulamalarımız hakkında endişeleriniz varsa ‘Bize Söyleyin’

Taahhütlerimizle ilgili potansiyel bir uygunsuzluğa dair endişeniz mi var? Bize Söyleyin! Tarafımıza ulaşan tüm iddiaları ciddiye alıyoruz ve araştırıyoruz. Endişelerinizi bizimle buradan paylaşabilirsiniz.

 

FTSE4Good: Sorumlu iş yapmak

Bebek maması ürünlerinin sorumlu şekilde pazarlanması konusunda net kriterler belirten ilk sorumlu yatırım endeksi olan FTSE4Good'a dahil olan ilk ve şu ana kadar tek bebek maması üreticisi olmaktan gurur duyuyoruz. Bu durumu, bebek maması ürünlerini sorumlu bir şekilde pazarlama konusundaki çalışmalarımız ve bu konuya olan bağlılığımızın bir kanıtı olarak görüyoruz.

Constructive collaboration9 / 9

Yapıcı İşbirliği Hedefliyoruz

Yıllık paydaş toplantıları ve Paylaşılan Değer Yaratma Forumu ile anne, bebek ve küçük çocukların beslenmesi konusunda farklı sivil toplum kuruluşları ve çıkar grupları ile yapıcı işbirlikleri kurduk. Anne, bebek ve küçük çocukların optimal beslenme ve sağlıklarına katkı sağlama hedefimize yönelik ilgili tüm paydaşlarımızla yapıcı çalışmalar yürütmeye hazırız. Link: www.nestle.com/csv/what-is-csv/stakeholder-engagement/csv-forum

Glikoz şurubu, buğday ve mısır tahıllarından elde edilir, şeker ve diğer karbonhidratları içermektedir. Yapısı, sükroza (sükroz aynı zamanda "sofra şekeri" olarak da bilinir) benzerdir. Glikoz şurubu, toplam şeker miktarının azaltılmasının yanı sıra, iyi bir doku ve tat kalitesini koruyabilmek için de kullanılmaktadır. Normal şekerde (çay şekeri) olduğu gibi, yeterli ve dengeli beslenme kuralları çerçevesinde glukoz şurubunun da normal miktarda tüketildiği taktirde insan sağlığına zararlı olduğuna dair henüz geçerli bilimsel kanıt ortaya konmamıştır. Ancak, her besin de olduğu gibi, glikoz şurubunun da şeker alımının bir parçası olduğu düşünülerek yeterli ve dengeli beslenme düzeninde önerilen miktarlarda şeker alımına dikkat edilmelidir.

Nestlé olarak ürünlerimizin kalitesi ve güvenilirliği şirketimiz için birincil önceliktir. Tüm ürünlerimizi ulusal ve uluslararası kurallara tümüyle uyarak üretiyoruz.

Gıda katkı maddeleri; gıdanın besleyici değerini korumak, diyet ürünleri gibi özel gıda üretiminde, gıdanın raf ömrünü uzatmak, gıdanın dokusal özelliklerini geliştirmek, lezzet ve rengi korumak ve daha güzel hale getirmek, lezzet kayıplarını önlemek ve besin değerlerini korumak, gıdada hastalık yapıcı mikroorganizmaların gelişimini önlemek amaçlarıyla kullanılmaktadır. Ayrıca gıdanın işlenmesi sırasında da teknolojik gerekliliklerden dolayı da kullanılmaktadır.

Gıda katkı maddelerinin her birinin kullanımına uzun araştırmalar sonucunda uluslararası bağımsız bilimsel otoritelerin değerlendirmelerine göre izin verilmektedir. Birleşmiş Milletler WHO (Dünya Sağlık Örgütü) ve FAO (DünyaGıda Tarım Organizasyonu) ortak organizasyonu “Codex Alimentarius” Komisyonu gıda güvenliğini güvence alabilmek amacıyla standartlar ve düzenlemeler hazırlar.

Bu düzenlemeler yine WHO ve FAO tarafından oluşturulan gıda katkı maddeleri konusunda uzman JECFA (Joint FAO/WHO Expert Committe on FoodAdditives) gibi komitelerce yürütülen toksikolojik çalışmalar ve değerlendirme sonuçları esas alınarak yapılmaktadır. Sadece yetkili bu kuruluşlar tarafından değerlendirilen katkı maddelerinin ticaretine izin verilmektedir. Ülkemizde gıdalara katılan katkı maddelerinin kullanımı, 29.12.2011 tarih ve 28157 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış olan “Türk Gıda Kodeksi Katkı Maddeleri Yönetmeliği”ne uygun olarak yapılmaktadır. Mevcut gıdalarda kullanılan katkı maddeleri mevzuatı AB mevzuatı ile uyumludur ve AB’deki değişikliklere göre güncellenmektedir.

Ulusal ve uluslararası sağlık otoriteleri ve yerel mevzuatların kuralları doğrultusunda kullanılan gıda katkı maddeleri güvenlidir.

Glutamat, proteinlerde yaygın olarak bulunan önemli bir yapıtaşıdır. Tüm proteinlerin yapısında bulunan bir amino asit olan glutamat, özellikle peynir, süt, domates, mantar, et, balık ve çoğu sebzede doğal olarak bulunmaktadır.

Glutamatın lezzet artırıcı olarak kullanımı uzun bir geçmişe sahiptir. Kendine özgü tadı nedeniyle, Japonca “leziz” anlamına gelen “umami” olarak da adlandırılmaktadır. Umami, temel olan dört tat duyusuna (acı, ekşi, tatlı, tuzlu) ek olarak 5. tat olarak kabul görmüştür. Bugün MSG, sirke, yoğurt gibi besinlerin yapımında yüzyıllardır kullanılan doğal fermentasyon yoluyla elde edilmektedir.

Glutamatın, yaygın kullanım koşullarında zararlı olmadığı, uluslararası otoriteler tarafından da onaylanmıştır. FAO/WHO Gıda Katkı Maddeleri Uzmanlar Komitesi (JECFA), MSG üzerinde yürütülen güvenirlik verilerinin hepsini incelemiş ve MSG’nin, besinlerde kullanımını herhangi bir sınırlama koymadan güvenilir bulduğunu açıklamıştır. Avrupa Birliği Gıda Bilimsel Komitesi (SCF) de Gıda Katkı Maddeleri Uzmanlar Komitesi’nin bu görüşünü doğrulamıştır. Ayrıca ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) MSG’nin güvenilirliğini kabul ederek yasal olarak GRAS (Generally Recognized AS Safe- Genel Olarak Güvenli Kabul Edilir) listesine dahil etmiştir.

Benzer şekilde, ülkemizde gıda güvenliği bilincinin geliştirilmesinde üretimden tüketime yön verici, organize edici, yaygınlaştırıcı faaliyetlerde bulunan bir sivil toplum örgütü olan Gıda Güvenliği Derneği de MSG hakkında yukarıda berlitilenlerle aynı yönde değerlendirmede bulunmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü Katkı Maddeleri Uzman Komitesi, Amerika Gıda ve İlaç Dairesi, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi gibi önde gelen uluslararası sağlık otoriteleri, Monosodyum Glutamat’ı (MSG) güvenli bir gıda katkı maddesi olarak onaylamış ve gıdalarda kullanımına izin vermiştir. MSG’yi bazı ürünlerimizde kullanıyoruz.  

Bununla birlikte, tüketicilerimizin tercihlerinin MSG gibi lezzet arttırıcıları içermeyen ürünler doğrultusunda olduğundan, portföyümüzde MSG kullanımını azaltmaya başladık. Bu ürünlerde lezzeti korumak için, MSG yerine sebze, çeşni ve maya özütü gibi içerikler kullanmaktayız.

“Karmin” (ya da “koşineal”) isimli madde, belli bir cins kaktüs bitkisi (“opintia”) üzerinde yaşayan bir böcek türünden (“dactylopuis coccus”) elde edilen doğal bir renk pigmentidir. Tüm dünyada gıda sektöründe ürünlere kırmızı ve pembe renk veren doğal bir gıda katkı maddesi olarak yıllardır ve yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Karmin adlı bu katkı maddesi, hem ulusal hem de uluslararası gıda komisyonları tarafından incelenerek gıdalarda belirli koşullarda kullanımına izin verilen onaylı bir gıda katkı maddesidir. Bu doğal renklendiricinin mevzuatta belirlenen kurallar çerçevesinde gıdalarda kullanılması durumunda insan sağlığı açısından bir zararı bulunmamaktadır. Bu doğrultuda, Ülkemizde de “karmin” yürürlükte olan Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğine uygun olarak gıda sektöründe ürünlere renk vermek amacıyla kullanımına izin verilmektedir.

Dünyanın lider beslenme, sağlık ve iyi yaşam şirketi Nestlé tüm ürünlerini Uluslararası gıda ve sağlık standartlarına uygun olarak üretmektedir. Tüketicilerimizin sağlığı ve güvenliği bizim için birinci derecede önceliğe sahiptir ve bu önceliğimizi en ufak şekilde riske edecek herhangi bir katkı maddesi ürünlerimizde bulunmamaktadır.

Çocuklara el işi gösteren öğretmen

Nestlé, çocuklara yönelik reklam ve pazarlamayla ilgili sıkı standartlar takip ediyor. Tüm çocukların hayata sağlıklı bir başlangıç yapmalarını istiyor; altı yaşından küçük çocuklar için reklam kullanmıyoruz. 6-13 yaş arasındaki büyük çocuklar için yalnızca besleyici ve dengeli beslenmenin parçası olan yiyecek ve içeceklerin pazarlamasını yapıyoruz. Bu ürünler, Çocuklara Yönelik Pazarlama İletişimi Politikamız (pdf, 5Mb) kapsamında AB Beslenme Kriterleri Taahhüdünü karşılamalıdır.

13 yaş altı çocuklar için, politikamız gereği bisküvi, şeker, çikolatalı şekerleme, şeker ilaveli su bazlı içecekler ve dondurmalar pazarlamıyoruz. Ayrıca, ilkokul ve ortaokullarda bu ürünlerin reklamlarını yapmıyoruz. 13 yaş altı çocuklardan internet aracılığıyla kişisel veri talep etmiyor veya toplamıyoruz.

Kasım 2022'de sorumlu pazarlama uygulamalarımızı daha da güçlendireceğimizi duyurduk. Çocuklara Yönelik Yeni Pazarlama İletişimi politikamızla, 16 yaş altındaki çocuklara dönük pazarlamamızı gönüllü olarak sınırlayacağız. Yeni politikamız 1 Temmuz 2023'ten itibaren yürürlüğe girecek ve dünya genelinde Nestlé tarafından satılan ürünlere uygulanacak.

Politikamızı uyguladığımızdan emin olmak için düzenli şekilde denetimler yapacağız. Buna, 2019'da Hindistan'da (pdf, 5Mb), 2020'de Rusya'da (pdf, 2Mb), 2021'de Brezilya'da (pdf, 1Mb) gerçekleştirilen Çocuklara Yönelik Pazarlamada Uyum Değerlendirmesi'ni örnek olarak verebiliriz. Ayrıca, AB taahhüdü ve Avrupa Reklam Standartları Birliği (EASA), Nestlé'nin Avrupa Birliği ülkelerinde TV (pdf, 1Mb) ve web sitelerinde/sosyal medyada (pdf, 2Mb) Çocuklara Pazarlama standartlarına uyup uymadığını yıllık olarak takip etmektedir.

Sosyal medyada çocuklara ürünlerinizin reklamını yapıyor musunuz?

Çocuklara Yönelik Pazarlama İletişimi Politikamız (pdf, 5Mb) sosyal medya dahil tüm kanallar için geçerlidir.

Çocukları iyi beslenmeye ve egzersiz yapmaya nasıl teşvik ediyorsunuz?

Sağlıklı Çocuklar için Nestlé küresel programımız, 2016'dan bu yana 80'den fazla ülkede 80 milyon çocuğa ulaştı. Bu sayede, ebeveynlere ve bakıcılara beslenme bilgisi, sağlıklı yemek tarifleri ve ipuçları vermek için programlar yapıyor, çevrimiçi hizmetler sunuyoruz.

Örneğin, İspanya'da renkli bir 'Nutriplato' tabağını piyasaya sürdük. Akabinde, ebeveynler için bir rehber kitap ile 4 ila 12 yaş arası çocukların beslenme alışkanlıklarını iyileştirmeye yardımcı olmak amacıyla dengeli aile yemeklerini ve Akdeniz tarzı beslenmeyi teşvik eden bir web sitesi kurduk. Ayrıca, çocukları evde aktif tutmak için 2020 yılında Milo Home Ground'u kullanıma sunduk. Birçok ülkede kullanılabilen bu dijital platform, bir dizi spor eğitimi videosu ve özel ders barındırıyor.

Nesquik tavşanı gibi başkasına ait veya lisanslı karakterlerin kullanılmasını nasıl ayarlıyorsunuz?

Sağlıklı ve aktif yaşam tarzını teşvik etmek için özellikle 6 ila 13 yaş arası çocuklara hitap eden, başkasına ait veya lisanslı karakterleri, ünlülerin yer aldığı reklamları ve ödülleri kullanıyoruz. Tatlı ve tuzlu bisküviler, şeker veya çikolatalı şekerlemeler, şeker ilaveli su bazlı içecekler ve dondurmalarda ise özellikle 13 yaşından küçük çocuklara hitap eden lisanslı karakterler kullanmıyoruz.

Markette nestle ürününü inceleyen bayan müşteri

Nestlé, yiyecek ve içeceklerimizin üzerlerine net beslenme bilgileri koyarak bireylerin ve ailelerin daha sağlıklı yiyecek ve içecekler tüketmelerine yardımcı olmak istiyor.

2006 yılında Avrupa'da sektörel taahhüdümüzün bir parçası olarak, Nestlé ürünlerinin paketlerinin ön yüzlerinde Günlük Tüketim Miktarı Rehberi'ne (GDA) yer vermeye başladık. Yasal düzenlemelerin izin verdiği ülkelerde, GDA'yı, ebeveynlerin bilinçli seçimler yapmasına yardımcı olmak amacıyla çocuklar için tasarlanmış ürünlerde de uygulamaya koyduk.

ask-nestle-gda

GDA, ürünün referans porsiyonuna göre enerji, yağ, doymuş yağ, şeker ve sodyum/tuz ile temel bileşenler için günlük alınan besinlerin değerlerini ve yüzdelerini göstermektedir.

Yüzdeler, belirli bir yaş grubundaki çoğu insanın sağlıklı beslenme için günlük tüketmesi tavsiye edilen ortalama gıda seviyelerine göre hesaplanıyor.

Kız çocuğuna sebze doğramayı gösteren anne

 

Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre 2016'da dünyadaki yetişkin obez sayısı 1975'e kıyasla üç katına çıkarak 650 milyon oldu. Aynı yıl, 5-19 yaş arası aşırı kilolu veya obez çocuk sayısı ise 340 milyonu aştı.

Nestlé, çocuklar ve aileler için daha lezzetli ve sağlıklı seçenekler sunarak, insanlara daha sağlıklı yaşam için ilham vererek ve beslenme bilgisi geliştirip paylaşarak ve uygulayarak obeziteyle mücadeleye yardımcı oluyor.

Nestlé ürünlerinin besleyici olmasını sağlamak için yiyecek ve içeceklerimizdeki şeker ve tuzu azaltıyor, sebzeleri, lif açısından zengin tahılları, baklagilleri, kabuklu yemişleri ve tohumları ise artırıyoruz.

Bilinen yetersizliklerin olduğu ülkelerde yiyecek ve içeceklere mikro besinler ekleyerek zayıf veya kötü beslenme sorununu gideriyoruz.

Nestlé for Healthier Kids programı, ebeveynleri ve bakıcıları daha sağlıklı çocuklar yetiştirmeleri ve çocuklara ilham olmaları için desteklemeye yönelik tüm çabalarımızı bir araya getiriyor.

Nestlé, satış noktaları ve internet aracılığıyla pazarladığı tüm ürünlerinin ambalajlarında net beslenme bilgilerini vermeyi ve yiyecek porsiyon rehberi sunmayı taahhüt ediyor. Pazarlama yoluyla sağlıklı yemek pişirmeyi, yemek yemeyi ve yaşam tarzlarını teşvik ediyoruz. Yiyecek ve içecekleri, faydalı ve dengeli bir beslenmenin parçası olan ürünleri yalnızca büyümüş çocuklar için pazarlıyoruz.

Nestlé, dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinin beslenmeyle ilgili taahhütlerini ve performanslarını yönetim, ürünler, erişilebilirlik, pazarlama, yaşam tarzları, etiketleme ve katılım olmak üzere yedi kategoride değerlendiren 2021 Beslenmeye Erişim Endeksi'nde (ATNI) ilk sırada yer aldı.

Sera gazı emisyonlarınızı azaltıyor musunuz?

Evet. Son on yıl içinde fabrikalarımızdan bir kilo ürün başına çıkan sera gazı (GHG) emisyonlarımızı yarıya indirdik.

Gıda ve içeceklerimizin üretimi ve dağıtımı ile ilişkili GHG emisyonlarını, enerji verimliliğini artırmak, daha temiz yakıtlar kullanmak ve yenilenebilir kaynaklara yatırım yapmak suretiyle azaltma amacına kendimizi adamış durumdayız. Örneğin: Avrupa'da uzun mesafeli kara nakliyesinden demiryolu ya da deniz sevkiyatına geçiş, Meksika'daki fabrikalarımıza enerji sağlamak için rüzgar gücünün kullanılması ve Fransa'daki fabrikalarımızın bazılarında odun yakmalı kazanların kurulması.

Diğer şirketler ile karşılaştırıldığında performansınız nasıl?

İklim değişikliğinin azaltılması ve adaptasyon konularındaki önderlerden biriyiz. CHG'lerin azaltılmasına ve bu alandaki faaliyetlerimizin saydamlığına yönelik uygulamalarımız istikrarlı bir şekilde endüstrideki en iyi uygulamalardan biri olarak kabul edilmiştir.

2013 ve 2012 yıllarında, her ikisi de Küresel 500 İklim Değişikliği Raporu 2013 raporunda yayınlanmış olan CDP 'İklim Saydamlık Liderliği Endeksi' ve CDP "İklim Performans Liderliği Endeksi'nde en yüksek puanı elde ettik.

CDP endeksleri, FTSE Küresel Özkaynak Endeksindeki ilk 500 şirketin performansını, karbon emisyonlarını azaltma çalışmalarının yanı sıra beyan ettikleri bilgilerin saydamlığı açısından ölçer.

2013 yılında Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi'nde ilk kez, endüstri ortalamasının iki katına karşılık gelen %88'lik bir skorla lider gıda ürünleri şirketi olduk. İklim değişikliğinin azaltılması faaliyetlerimiz dahil olmak üzere, çevre sürdürülebilirliği alanındaki sağlam politikalarımız ve şeffaf raporlama sistemimiz Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi'nde 'çevre boyutunda' endüstrinin en yüksek skoru olarak %97'ye ulaşmamızı sağlamıştır.

10 gıda ve içecek şirketini gıda güvenliği ve sürdürülebilirliğini iyileştirmeye yönelik politikaları ve taahhütlerine ilişkin olarak değerlendiren Oxfam 'Behind the Brands' puan çizelgesi Nestlé'yi iklim değişikliği konusunda birinci sıraya koymaya devam etmektedir.

Nestlé iklim değişikliğini azaltmak için başka neler yapıyor?

Ürünlerimizin orman tahribatı ile ilişkilendirilmeyeceği sözünü vermiş bulunmaktayız. Bu söz, ürünlerimizi yapmak için kullandığımız tüm hammaddelerin yanı sıra ambalajları da kapsamaktadır.

Ürünlerimizin üretimi ve dağıtımı ile ilişkili sera gazı (GHG) emisyonlarının düşürülmesi taahhüdünün yanı sıra, tüketicilerin kendi GHG emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olan ürünler üretmeye kendimizi adamış olup, iklim değişikliğine karşı dayanıklılıklarını artırmak üzere çiftçiler ile birlikte çalışmaktayız. Çalışmalarımız hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz.

Örneğin, Avrupa'da çevresel açıdan daha verimli dondurma dondurucularını sistematik olarak kullanıma sunma sözü vermiş bulunmaktayız. Bugünden itibaren, kıta çapında satın aldığımız tüm yeni ticari yatay kutu tipi dondurma dondurucuları sadece doğal soğutucu maddeler kullanacaklardır. Bunlar, ozon tabakasına zarar vermeyen ya da küresel ısınma etkisine sahip olmayan ya da ihmal edilebilecek derecede az etkiye sahip, doğal olarak oluşan maddelerdir.

Ayrıca, kakao ve kahve üreticilerinin çevresel zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olma çalışmalarımız da Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından en iyi uygulama örneği olarak kabul edilmiştir.

Geleceğe yönelik hedefler nelerdir?

2013 yılında, 2005 seviyeleri ile karşılaştırıldığında bir kilo ürün başına oluşan doğrudan GHG emisyonlarımızı 2015 yılına kadar üçte birinden daha fazla bir oranda azaltma taahhüdünü verdik İklim değişikliğinin azaltılması ve adaptasyon taahhütlerimize ilişkin daha fazla bilgi için lütfen İklim Değişikliğine İlişkin Nestlé Taahhüdü dokümanımıza bakınız.

 

Daha fazla bilgiyi İklim değişikliği hakkındaki özel bölümümüzde bulabilirsiniz.

2010 yılında, ürünlerimizin ormanların yok olması ile ilişkilendirilmeyeceğini belirten bir ormanları tahrip etmeme taahhüdü verdik. Bu taahhüt, ürünlerimizi yapmak için kullandığımız tüm hammaddelerin yanı sıra, ambalajları da kapsamaktadır.

Nestlé Sorumlu Kaynak Temini Rehberi dokümanında belirtilen, kategoriye özel gereklilikler geliştirdik. Önemli işlenmemiş hammadde tedarik zincirimizi menşeleri ile eşleştirmekte ve tedarikçilerimizi bu rehbere göre değerlendirmekte ve geliştirmekteyiz.

Sorumlu palm yağı, hamur ve kağıt teminini sağlamak üzere kar amacı gütmeyen küresel bir kuruluş olan The Forest Trust ile devam eden bir ortaklığımız mevcuttur.

Tüketici Ürünleri Forumu'nun bir üyesi olarak aynı zamanda, bu forumun 2020 yılına kadar sıfır orman tahribatına yardımcı olma taahhüdünü de desteklemekteyiz.

2013 yılında, sivil toplum örgütü Conversation International ile ortaklık içinde, en yüksek orman tahribatı riskine sahip bölgelerin takibi ve tanımlanmasına yönelik rehberi geliştirdik.

2014 yılında, dünya çapındaki ormanlarda neler olduğu hakkında veri sunan, çevrimiçi şeffaf harita uygulaması Küresel Orman Takibi'ni (GFW) desteklemek üzere bir grup şirket ile bir araya geldik. GFW, dünya ormanlarını daha iyi yönetme ve yerel canlılıklarını artırma amacında olan paydaşların kullanımına yöneliktir.

Orman tahribatı ile nasıl savaştığımız hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz.

Nestlé sürdürülebilir ve verimli enerji kullanımının güçlü bir destekçisidir: Son 10 yıl içinde, Nestlé ton olarak ürün başına tükettiği enerji miktarını %42 oranında ve sera gazı salınımını da %50 oranında azalttı. Nestlé enerji kaynaklarının kullanımı ile ilgili kararların, sosyal ve çevresel etkiler ile gıda fiyatları ve suya etkisi de dikkate alınarak, sistemli bir maliyet-fayda ve yaşam döngüsü analizine dayanması gerektiğine inanır.

Nestlé çevre için mümkün olan en iyi sonuçları almak için kendi performansını iyileştirmeye devam edecektir.

Uzun vadeli başarımız faaliyetlerimiz için kullanılan, tüketici ve tedarikçilerimizin yaşamını sağlayan su kaynaklarına bağlıdır, bu nedenle su bizim odaklandığımız alanlardan biridir. İşimize sürdürülebilir su yönetimini entegre ediyoruz, su tasarruf programları uyguluyoruz ve ürünlerimizdeki su kullanımını daha verimli hale getirmek için çalışıyoruz. Water Resources Group, UNGC CEO Water Mandate gibi kurumlarla birlikte çalışarak yeni düşünceleri ve yenilikçi çözümleri teşvik ediyoruz.